Bildiğimiz üzere Gezi Parkı’ndaki ağaçların AVM yapımı için kesilmesine karşı barışçıl bir protesto olarak başlayan gösteriler, polisin sert müdahalesi sonrasında hükümetin, sosyal, kültürel ve ekonomik politikalarına karşı bir kitle protestosu haline döndü. Ortam bu kadar kızgınlaşırken protestolar Türk medyası tarafından göz ardı edildi. Bu da insanların internet ve sosyal medya üzerinden daha fazla bilgi talep etmesine yol açtı. Twitter’da #direngeziparkı, #occupygezi etiketlerinin açılması ve Facebook’ta “Gezi Parkına Sahip Çıkıyoruz” şeklinde çeşitli grupların kurulması ile yaygın bir kamuoyu desteği oluştu. Sadece İstanbul'da değil, çatışma ve sosyal huzursuzluk olan birçok yerde birçok kişi için sosyal medya olaylardan haberdar olmanın tek yolu idi. Türkiye’de sosyal medya ortamı meydanlarla buluştu, sokak-sosyal medya ikilemi aşıldı, insanlar bir yandan yaşadıkların kentlerin meydanlarına, sokaklarına akarken, tek enformasyon kaynağı olarak sosyal medyaya yöneldiler.
Sosyal medya genellikle demokratik süreçler için çok önemli bir araç olarak görülür. Yeni medya söyleyecek bir şeyi olan bireyin tüm dünyaya ulaşabileceği herkese açık bir platform olarak değerlendirilir. Klasik medyadan farklı olarak sosyal medya aracılığı ile vatandaşlar toplumun tüm kesimlerinden farklı politik görüşlere ve güncel bilgilere hızlıca ulaşabilirler. Fakat aynı sosyal medya enteresan bir şekilde insanların daha az bilgi sahibi olmasına, önemli gelişmeleri kaçırmasına sebep olabiliyor ve toplumsal kutuplaşmayı artırabiliyor. Bu etki ‘filter bubble’ yani bilgi kabarcığı olarak adlandırılıyor. Bu teoriye göre kullanıcılar kendilerini adeta bir bilgi kabarcığında, bir bilgi süzgecinin içinde buluyorlar ve bu kabarcığın dışındaki bilgilere erişemiyorlar. İnsanlar sosyal medyada sadece kendileri gibi düşünen kişileri takip ediyorlar ve farklı politik görüşlerden gelen bilgileri göremiyorlar. Bunun dışında, kullanıcılar farklı görüşlerdeki insanları takip etseler bile, aşırı veri akışına çare bulmak için sosyal medya platformları bazı kullanıcılardan gelen bilgileri gizleyebiliyor. Örneğin Facebook’ta bir kullanıcının paylaştığı Facebook iletisi arkadaş listesindekilerin sadece %12’si tarafından görülebiliyor. Bu ön seçim kullanıcıya ilgisini çekecek şeyleri gösterip vaktini daha efektif kullanmasını amaçlıyor fakat bunu yaparken de çoğulculuktan ve bilgi çeşitliliğinden ödün verebiliyor. Sosyal medya kullanıcısı sadece arkadaşlarının 'beğendiği” sınırlı sayıdaki kaynaklardan aldığı bilgiye erişiyor. Örneğin bir kullanıcı ve arkadaş çevresi genelde sol eğilimli medyadan haber beğeniyorsa, Facebook bu kullanıcıya daha fazla sol kaynaklı haber gösteriyor. Diğer medya, değişik siyasi fikirler göz ardı ediliyor.
Delft Teknik Üniversitesi'nde bilgi kabarcığı fenomeninin ne sıklıkta görüldüğünü öğrenmek için bir bilimsel araştırma gerçekleştirdik. Bu araştırma ile sosyal medya kullanıcılarının ne kadarının farklı siyasi görüşlere maruz kaldığını ve azınlıkların kendi fikirlerini büyük çoğunluk arasında ne kadar yayabildiklerini inceledik. Bu araştırma için 2000 Hollandalı ve 2000 Türk Twitter kullanıcısının hesaplarını karşılaştırıldık. Araştırmamız kullanıcıların çoğunun farklı görüşlere maruz kalsalar bile, bu görüşler arasında seçim yapıp sadece kendi görüşüne uygun şeyleri paylaştığını gösteriyor. Yani sağ ve sol medyadan farklı haberlere maruz kalan sağ görüşlü bir kullanıcı genelde sadece sağ görüşten haberleri “retweet” ediyor. Ayrıca araştırmamız, bir kullanıcının belirli bir politik görüşten aldığı ileti sayısının yaptığı paylaşımı da etkilediğini gösteriyor. Hollandalı kullanıcıların % 65'i ve Türk kullanıcılarının % 47'si belirli bir politik görüşten çok sayıda tweet alırsa yaptıkları paylaşım da gene o görüşten oluyor. Son olarak araştırmamız Türk kullanıcıların büyük bir yüzdesinin (Hollanda kullanıcıların %11'ine karşı Türk kullanıcıların % 49'u) azınlık gruplarından hiçbir tweet almadığını göstermektedir. Bu çok önemli, zira demokrasinin en büyük gereksinimlerinden birisi politik görüşlerde çeşitliliktir ve azınlıkların görüşleri siyasi çeşitliliğe önemli bir katkı sağlar.
Twitter bilgi paylaşımında bir filtreleme yapmıyor fakat Facebook’ta bahsettiğimiz gibi durum farklı. Bu filtreleme ya da ön seçim, bilgi kabarcığı etkisinin daha da artmasını sağlıyor. Gezi Parkı olaylarında sosyal medyanın aynı fikirde olan insanları bir araya getirip protestoların büyük bir dalga halinde artmasına neden olduğunu görüyoruz. Facebook ve Twitter sayesinde insanlar örgütleniyorlar, yurttaş gazeteciliği ekseninde polisin çatışmacı tutumunu ve aşırı şiddet kullandığını sergileyen kanıtları paylaşıyorlar, ve hükümetin politikalarını eleştiren yazıları birbirlerine gönderiyorlar. Madalyonun diğer tarafına bakacak olursak bilgi kabarcığı sebebiyle Türkiye'deki protestolar hakkındaki bilgiler sadece belirli bir halk kesimine ulaşıyor. AKP seçmenleri protestoculardan farklı bir kabarcık içindeler ve takip ettikleri basın ve kendileri gibi düşünen arkadaş çevreleri aracılığı ile genellikle hükümetin resmi anlatısını okuyorlar ve izliyorlar. Her iki tarafın birbirinden farklı bilgiler aldığı bu bilgi kabarcıkları toplumsal kutuplaşmayı artırıyor ve ülkeyi zor bir pozisyona sürüklüyor.
Gazete editörlerinden medya etiğinin getirdiği bir kural olarak haber seçiminde bir tarafsızlık bekleriz. Sosyal medyada kullanılan haber seçme algoritmaları kısmen gazete editörlerinin görevini üstlenirken, bu mekanizmalar editörler için geçerli kurallara uymuyorlar. Dolayısı ile bu tür algoritmaların önemli bulduğumuz değerlere (şeffaflık ve bilgi çeşitliliği gibi) uygun bir şekilde nasıl tasarlanabileceği sorusunu sormalıyız. Bu mekanizmalar bilgi çeşitliliğini artıran, sosyal medya kullanıcılarının daha dengeli bir dünya görüşü elde edebileceği şekilde geliştirilebilir mi? İnsanlar sadece kendi görüşlerine uygun haber okumaktan nasıl vazgeçirilebilir? Sosyal medya siyasi tartışmaları ve katılımcı demokrasiyi nasıl güçlendirebilir? Bunlar demokratik sürecin büyük ölçüde sosyal medya tarafından etkilendiği toplumlarda gündemde olması gereken sorulardır.
Engin Bozdağ, araştırma görevlisi, Delft Teknik Üniversitesi, Hollanda
http://www.ethicsandtechnology.eu/bozdag